Dilin yasak, kimliğin illegal, bakışların kaçak, zorla dayatılan bir kimlik taşırsın cebinde.
Asasız Musa - Mûsayê bê Asa
Musa Anter'in hayatını metaforlarla anlatmaya çalışan ve politik/sanatsal filmler içinde izlediğim en başarısız film. Uzattıkca uzatılan sahnelerle 65 dakikayı zulme çeviriyor. Özensiz, görsel olarak hiç bir kuraldan haberdar olmayan planlarla dolu bir film, hepsini geçtim tripotta mı kullanmaz bir yönetmen... Musa Anter'in çocuklarının kahvedeymiş gibi yersiz diyalogları, metaforik anlatımlardaki belirsizlik insanı Musa Anter'den bile sıkar cinsten.
Metaforlarla ilgili eleştiriler:
-Agalleri bırakan kadın sahnesini rüzgarlı bir havada olmasını tercih ederdim.
-Çocukların dizildiği sahnede ayaklarındaki ayakkabı/terliklere dikkat ederdim, o tarihlerde bu coğrafyada adidas giyen insan hatırlamıyorum. Yüzlerini gösterildiği sahnede bazı cocukların sırıtıyor olması sahnenin ruhunu öldürüyordu.
-Yumurta sahnesinde; yönetmen, bir koli (30 adet) yumurta aldık hepsini kıralım hem film uzar, demiş diye düşündüm.
-Kapıdan bavulla çıkılan sahneyi çoğaltmaya gerek yoktu, Musa Anter'i bir kere izleyen biri bu sahneyi anlardı.
-Tüye üfleyen kadının son tüye üfleyememesi/tüyün uçmayışı, tüm sahneleri tek plan çektik, bu plan fazla kaldı bunu da filme ekleyelim, diye koymuştur filme. Yoksa bu sahnenin filmde ne işi var ?
-Ape Musa bugün yaşasaydı gene tütününü sarardı...
-Ape Musa bugün yaşasaydı gene tütününü sarardı...
Bu liste uzar da uzar. Musa Anter'in gibi bir aydının böyle bir filmle değil daha iyi bir filmle anlatılması gerekiyor.
Bu kadar eleştiriye maruz kalan bir film nereye kadar ilerler bilmiyorum ama sırf Kürt sinemasına destek olmak için bile izlemenizi öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder